Renk değiştir:
19 Mart Salı 2024 - 11:06:10
KONUK BİLGİLERİ
Şu an: ................... 1
Bugün: .................. 500
Dün: ....................... 523
Toplam: ................. 5812356
IP: ....... 34.236.152.203
HAVA DURUMU

Bursa

Ankara

İstanbul

Gaziantep
DOST SİTELER
HIDIRELLEZ ŞENLİKLERİ

Hıdrellez, bütün Türk dünyasında bilinen mevsimlik bayramlarımızdan biridir. Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan hıdrellez günü, Hızır ve İlyas Peygamber’in yeryüzünde buluştukları gün olması nedeniyle kutlanmaktadır. Hızır ve İlyas sözcükleri birleşerek halk ağzında hıdrellez şeklini almıştır. Hıdrellez günü, Gregoryen takvimine göre 6 Mayıs eskiden kullanılan Rumi takvim olarak da bilinen Julyen takvimine göre 23 Nisan günü olmaktadır.

Halk arasında kullanılan takvime göre eskiden yıl ikiye ayrılmaktadır: 6 Mayıs’tan 8 Kasım’a kadar olan süre Hızır Günleri adıyla yaz mevsimini, 8 Kasım’dan 6 Mayıs’a kadar olan süre ise Kasım Günleri adıyla kış mevsimini oluşturmaktadır. Bu yüzden 6 Mayıs Günü kış mevsiminin bitip sıcak yaz günlerinin başladığı anlamına gelir ki, bu da kutlanıp bayram yapılacak bir olaydır.

Köyümüzde Hıdırellezin önemli bir yeri vardır. Hıdırellez, baharı ve bereketi simgeler. Köyümüzde hıdırellezi yalnızca kadınlar kutlarlar, erkeklerin hıdırellez şenliklerinde bir etkinlikleri bulunmaz.

Eskilerin dillerde dolaşan o muhteşem şenlikleri malesef günümüzde yapılmıyor. Bu yüzden eskiden yapılan şenlikleri ve günüzde yapılanları ayrı olarak anlatmaya çalışacağız.

 

 

ESKİDEN HIDIRELLEZ
Hıdırelleze haftalar kala büyük bir heyecanla kadınlar hazırlıklara başlarmış. Evler temizlenir; içeriye bahar havası dolması için pencereler açılırmış.

Hıdırellezden bir gün önce, yaşlı kadınlarından birkaç kişi evleri dolaşıp, şenlik yemeği için her haneden maddi durumlarına göre nohut, un, yağ gibi malzemeler toplarlarmış. Varlıklı ailelerden ise koyun, keçi, tavuk gibi hayvanlar alınırmış.

Bu yaşlı kadınlar, bir gün önceden yalnızca Hıdırelleze özgü olan harmanlar çorbası yapımında kullanılmak üzere hamurlar açıp, nohut haşlarlarmış.

Hıdırellez günü yaşlı kadınlar, erken saatlerde, bugün okulumuzun bulunduğu köyün doğusunda bulunan Harmanlar mevkiine gidip, ateşler yakıp yemekler pişirirlermiş.

Köy halkı da erkenden kalkarmış. Gelinler, genç kızlar kırmızı kadife elbiselerini giyer, başlarına yeni oyalı yazmalar bağlarlarmış.

Çocukları sözlü ya da nişanlı olan aileler, mükellef sofralar hazırlarlarmış.
Her hane Hıdırellez için hazırladıkları yiyecekleri tepsilere dizer ve hep beraber maniler, türküler okuyarak Harmanlar'ın yolunu tutarmış.

Yerlere kilimler, hasırlar serilir sofralar kurulurmuş.

Yemeğe başlamadan önce yine toplu halde köyümüzü kurup ona adını verdiğine inanılan, köy halkı tarafından çok sevilen Müşkül Dede adlı erenin kabri ziyaret edilirmiş. Kabre gidilirken yolda maniler okunurmuş.

Bu manilerden bi örnek:
Altımızdan daşlar bata:.
Üsdümüzden otla:. bite;
Yılan çıyan mekan tuta:,
Yar ben kime yalvarayım.

Kabre varıldığında dualar edilir, dilekler dilenirmiş. Ardından yeniden Harmanlar düzlüğüne gidilir, yaşlı kadınların pişirdiği harmanlar çorbasından ve diğer yemeklerden alınarak yer sofralarında yemekler yenirmiş.

Yemeğin ardından eğlenceler başlarmış. Büyük bir neşe içinde maniler, türküler söylenir; bayramlarda ve hıdırellezde oynan köyümüze özgü olan ve sadece genç kızların ve kadınların katıldığı kale topu adlı oyunumuz oynanırmış.

İkindiye doğru Harmanlar Mevkiindeki şenlik sona erer, insanlar evlerinin yolunu tutarlarmış. Ancak şenlikler bitmez, herkes kendi mahallesinde komşuları ve yakınlarıyla arefene yapmaya, eğlenmeye devam edermiş.

Geceye doğru ise her mahallede büyük Hıdırellez ateşleri yakılırmış. Herkes günahlarının yanıp yok olacağına inanarak ateşin üzerinden üç kez atlar ve böylelikle şenlikler sona erermiş. İnsanlar, gelecek hıdırelleze tekrar erişmeyi dileyerek evlerine çekilirlermiş.

 

 


GÜNÜMÜZDE HIDIRELLEZ:
Eskiden hıdırellez yaklaşırken yapılan ev temizliği ve pencerelerin açılarak içeriye bahar havası doldurulması geleneği kısmen korunuyor.

Eskiden olduğu gibi gelinler ve genç kızlar hıdırellez günü kırmızı kadifeler giymeseler de hıdırellez günü bağlanılacak olan oyalı yazmalar için daha önce hiç yapılmamış özgün motifler yaratıyorlar. Hıdırellez oyası adı verilen bu özgün motifler kimseye gösterilmiyor; herkes merak içinde, yapılan oyaları görmek için hıdırellez gününü bekliyor.

Hıdırellezden önce her mahallede genellikle genç kızlar ve genç kadınlar hıdırellez günü yapacakları arefene için hazırlayacakları yemekleri kura ile belirler.

Hıdırellez günü, köyü kurduğuna inanılan Müşkü Dede ziyaret edilip, dilekler dileniyor. Kimi insanlar ayrıca İznik'e gidip Apdullah Dede'nin (Abdulvahap Sancaktari) türbesini ziyaret ediyorlar.

Genç kızlar ve kadınlar kendi mahallelerinde hıdırellez için hazırladıkları yemeklerlerle arefenelerini yapıyorlar. Dileyenler mahallecek toplanıp Hıdırelleze özgü harmanlar çorbası pişirip birlikte yerler.

Mahallelerde genç kızlar ve genç kadınlar, bez top ve teneke kutuyla oynanan köyümüze özgü ve yalnızca hıdırellezlerde, bayramlarda oynanan kale topu oyununu oynarlar.

Gece mahallelerde yakılan Hıdırellez ateşinin üzerinden atlanılarak şenlik sona erer.

 

 

HIDIRELLEZ İLE İLGİLİ İNANIŞLAR:
Hıdırellezin olduğu gün havanın tamamen bulutsuz olması gerektiğine inanılır.

Hızır Uğraması:
Hıdırellez Cuma gününe denk geldiğinde, Cuma namazı çıkışından sonra, Hızır aleyhisselamın temiz bulduğu bir yoksulun evine elini sürdüğüne ve elini sürdüğü evde bulunan yağ, zeytin ya da paranın bir anda çoğalmaya başladığına inanılır. Buna "Hızır uğraması" denilir. Yaşlılar, bu duruma gözleriyle şahit olduklarını, Hızır uğrayan evde yağ küplerinin taşıp yerlerin yağ ile dolduğunu söylerlerdi. Ardından Hızır aleyhisselam bir süre sonra eve bir kişiyi gönderir (Komşu, akraba ya da herhangi biri olabilir). Bu kişi ev sahibine seslendiği anda çoğalma sona erer. Bu süre zarfında, ev sahibi çoğalan şeyden albildiği kadar almalıdır.
Ancak "Hızır uğraması" sonucu oluşan bu bereketin, evden birinin ölümüne neden olacağına inanılır.

Mor Gırey
Hıdırellez günü ve haftasına çamaşır yıkanırsa, yıkayan kişinin morarıp öleceğine inanılır. Yaşlılar, geçmişte bu tür olayların yaşandığını söylerler.

MÜŞKÜLELİ GİRİŞİ
Kullanıcı adı:
Şifre:
Üye ol | Şifremi unuttum
KÖŞE YAZARLARI
SORMACA
Köyümüzde giderek artan yabancılara toprak satışı konusunda düşünceleriniz nedir?
Müşküle Köyü / İZNİK / BURSA
posta kodu: 16860
ağ-ileti (e-posta): iletisim@muskulekoyu.com
Şubat 2006'dan beri
www.muskulekoyu.com
tasarım/kodlama: İsmail Küçük / Emin Kaygısız